“Aday Olabildiği Sürece Adayımızdır”

“Aday Olabildiği Sürece Adayımızdır”
Yayınlama: 05.10.2025
5
A+
A-

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Abant’ta milletvekili kampını takip eden basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Özel, “Ekrem İmamoğlu cezaevinde, siz her fırsatta aday olmayacağınızı söylediniz. ‘Mansur Yavaş için de ön seçim yaparız’ dediniz. Seçmen ‘Bizim adayımız Özgür Özel’ refleksi gösterirse tutumunuz aynı mı olur” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Ben netim. Birincsi, bizim adayımız Ekrem İmamoğlu. Çünkü arkasında artık ben, parti, yetkili kurullar ya da iki milyon CHP’li değil, 15 buçuk milyon vatandaşın oyu var. Ekrem İmamoğlu aday olabildiği sürece adayımızdır. Ama işte istinafın onayladığı dosya Yargıtay’da onaylanır, siyasi yasak gelirse ya da diploma… Biz tabii ki yürütmeyi durdurma ve diplomanın iadesini bekliyoruz, bütün o diplomasını 30 yıl önce almış insanlarda olduğu gibi. Ama yine de başka bir şey yaparlar, adaylığına engel olurlarsa o güne kadar adayımız Ekrem İmamoğlu, mücadele ederiz.

“MANSUR BEY ÖNEMLİ BİR SEÇENEK”
Ben Mansur Bey ile ilgili ‘Ön seçim yaparız’dan ziyade şunu söyledim: Mansur Bey önemli bir seçenek. Tutun ki Mansur Bey’i ya da bir başka adayı belirleme sürecinde bu kararı ben tek başıma veya yetkili kurullarla vermek yerine, biz artık 23 Mart günü bütün üyeler ve hatta halk yoklamasının tadına vardık. Mesela güncel siyasette bolca konuşulur ya cumhurbaşkanını halkın seçmesi. Buradan mesela geriye gitmek zordur. Çünkü geniş halk kitleleriyle siz Cumhurbaşkanı seçtiyseniz, ‘Bırak biz bunu Meclis’te kendimiz seçeceğiz’ demek zor bir geri adım olur. Ama ne olur? Cumhurbaşkanı tarafsız bir cumhurbaşkanı olabilir, bütün partilere eşit mesafede olacağı kesin garanti altına alınır, aday olma koşullarında belki parti bağlantısı gibi meselelere başka katı tedbirler alınır ki taraflı Cumhurbaşkanı’ndan çok ağzımız yandı. Ama millete, ‘Sen Cumhurbaşkanı seçmeyeceksin, biz yine Meclis’ten seçeceğiz’ demek zordur. Çünkü bazı adımlar kat edildikten sonra geri dönmek doğru olmaz. Ben CHP’nin attığı bu adımın, başta kendisi ama göreceksiniz birkaç seçim sonra Türkiye siyaseti açısından da önemli bir kazanım ve geri atılamayacak bir adım olacağını düşünüyorum.

“GERİ DÖNÜŞ OLMAZ”
Çünkü bir tarafta bir adayı bir pazar günü 15 buçuk milyon seçmen gidip adaylaştırırken öbür tarafta ‘Ben Genel Başkanım ben doğal adayım veya bizim partimizin yetkili kurulları şunu aday gösterdi’ meselesi tüm partiler açısından güçleşecektir. Bugünden bakıldığında bunu pratik olarak, güncel olarak yaşamadığımız için ama görülmez ama mesela 1970’lerde CHP’nin ön seçimleri Adalet Partisi’ne sandık koydurmuştur. Sonra da yasal düzenleme getirmiştir bu işler. Çünkü köyde der ki ‘Ecevit üyesine soruyor milletvekilini de bizimkini neden Süleyman Bey belirliyor’ dediğinde o sandıktan Adalet Partisi de kaçamadı. Önce getirdiler, sonra yasal düzenlemeler yapıldı. O yüzden bu aday belirleme yöntemi ileride Türkiye’de bütün partilerin de ‘Bizim adayımız o ama bir halk yoklamasına sunalım’ veya ‘Bu adaylar içinden üyemiz hangisini seçiyor’ demesine yol açacak. Dünyada örnekleri vardı, ‘Biz ne zaman geliriz’ diyorduk, ‘Genişletilmiş bir ön seçimde kimler oy kullanabilir’ diyorduk. 19 Mart’ta darbeye karşı o kadar olağanüstü bir refleks vermek icap etti ki ‘Koyun yanına bir dayanışma sandığı, görelim ne olacak’ dedik. Halk geldi, meseleye el koydu 15u buçuk milyon kişiyle. Orada örneğin 550 bin oy kullanılsaydı bugün bunu konuşmuyor olurduk. O açıdan oradan geri dönüş olmaz.

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.