DEM Parti Eş Genel Başkanı ve Adana milletvekili Tülay Hatimoğulları, İstanbul Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri tarafından Kadıköy İskele’de düzenlenen 1 Eylül Dünya Barış Günü mitingine katıldı.
Burada kouşan Hatimoğulları, Cumhur İttifakı’nın “Terörsüz Türkiye” olarak adlandırdığı sürece ilişkin açıklamalarda bulundu.
“KOMİSYONUN SÜRECİ HIZLANDIRMAK ÜZERE YASAL DÜZENLEMELERİ YAPMASI LAZIM”
1 Eylül’ün şöyle özel bir anlamı var: Biliyorsunuz 27 Şubat’ta Sayın Abdullah Öcalan’ın tarihi bir çağrısı gerçekleştirmiştir, Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı. Türkiye tarihi bir fırsat yakalamıştır. Bu tarihi fırsatı iktidar, muhalefet, devlet herkesin o kadar iyi değerlendirmesi gerekiyor ki, tarihte böylesi fırsatlar az gelir önümüze. Ama bu çağrının güçlü bir şekilde karşılık bulması için mevcut süreçte daha hızlı adımlar atılması lazım. Evet bir komisyon oluşturuldu. Bu komisyonun oluşturulması çok önemli, çok kıymetli ve parlamentonun yüzde 95’ini temsil ediyor bu komisyon. Bu komisyonda yer alan tüm siyasi partilere gösterdikleri sorumluluktan dolayı bir kez daha teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ancak şunu da belirtmeliyiz: İyi niyet mesajlarıyla, ‘Hele şu gün de geçsin yarın bakacağız, yarın yapacağız’ yaklaşımıyla ipe un seriliyorsa bunu kabul etmek mümkün değildir. Bugün bu komisyonun acil bir biçimde süreci hızlandırmak üzere yasal düzenlemeleri yapması lazım. Kayyum yasası ve demokratik yerel yönetimler yasasına kadar bunun yanı sıra, özellikle infazı yakılanlar ve aslında bir yasa çıkarmaya gerek olmadan atılması gereken çok önemli adımlar var. Bunlar hasta tutsaklarla, infaz yakmalarla Can Atalay’ın, Osma Kavala’nın, Çiğdem Mater’in, onlar hakkında verilmiş AYM’de AİHM kararlarının hayata geçmesi lazım. Aynı şekilde Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş ve bütün Kobani tutsakları derhal serbest bırakılmalıdır.
“ÖZGÜR ÇALIŞABİLECEĞİ ORTAMIN SAĞLANMASI LAZIM”
Komisyonun adım atması gereken en önemli konulardan biri, Kürt halkının ve kendi örgütünün baş müzakereci olarak ilan ettiği Sayın Abdllah Öcalan’la bir an önce görüşme sağlanmalıdır. Sayın Öcalan’ın özgür çalışabileceği, özgür yaşayabileceği, her kesimle görüşme yapabileceği bir ortamın sağlanması lazım. Bütüncül bir hukuka, özgürlük yasalarının çıkmasına ihtiyacımız var. Bu konuda elimizden gelen her türlü çaba ve mücadeleyi hep beraber sürdüreceğiz. Bir kez daha diyoruz ki sadece komisyon değil; iktidar devlet, muhalefet, şu dönemde bunu net bir şekilde pratiğe yansıtmalıdır: Bu süreç bizim için hem Türkiye’nin barışı hem Orta Doğu’nun barışı için tarihi önemde bir fırsattır. Korkmaya, çekinmeye, basitçe parti çıkarı gütmeye gerek yok. Böyle düşünenler, bu ülkenin vatanseveri olamaz. O yüzden bir kez daha diyoruz ki, cesur, samimi olun, adım atın, ezberlerinizi bozun.